1995 yılında Tıp Doktoru, 2003 yılında psikiyatri uzmanı oldum. 2005-2011 yılları arasında GATA Psikiyatri Anabilim Başkanlığında Öğretim Üyeliği görevinde bulundum. 2010 yılında Doçent ünvanımı aldım. Akademik çalışmalarım, ağırlıklı olarak ilaç dışı tedaviler olan psikoterapiler üzerinedir. Psikoterapi eğitimime, asistanlığımın 3. yılında, Ankara Üniversitesinde Sn.Prof.Dr.Yıldırım B. DOĞAN’dan aldığım “Grup Psikoterapi” eğitimiyle başladım. Uzmanlığım ve öğretim üyeliği sürecimde Sn.Dr.Elif Ülkü GÜRIŞIK‘tan “Psikanalitik Psikoterapi” eğitimi aldım. 4 yıldan uzun süren bu eğitimde, bireysel ve grup ortamında psikanaliz eğitimleri almanın yanı sıra kendisiyle birlikte hasta takip ettim (Süpervizyon aldım). Analitik Psikoterapi eğitimi sonrasında Bilişsel Davranışçı Psikoterapi eğitimleri için Sn.Prof.Dr.Hakan Türkçapar ile birlikte çalıştım. Temel eğitimler sonrasında süpervizyon gruplarına katıldım.

2010-2011 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Pennsylvania Üniversitesinde bulunan Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları Tedavi ve Araştırma Bölümünde (*), Konuk Profesör (Visitor Professor) olarak çalıştım. Birimin yöneticisi olan Sn.Prof.Edna Foa’nın özellikle Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Travma Sonrası Stres Bozuklukları için kendisinin geliştirdiği ve yapılandırdığı tedavileri mevcuttur. (*) Center for the Treatment and Study of Anxiety. University of Pennsylvania (Upenn) . PA. USA.
Akademik süreçte ağırlıklı olarak ilaç dışı tedaviler olan psikoterapiler üzerine çalışmış olmanın yanı sıra, sekiz yıldan uzun bir süre GATA Uyku Araştırmaları Laboratuarında Sn.Prof.Dr.Hamdulah AYDIN ile birlikte Uyku Araştırmalarına katıldım. Kronik İnsomniayla (Uykusuzlukla) ilgili araştırmalarım dışında, “Uykusuzluğun Tedavisiyle” ilgili birçok Ulusal Uyku Kongresinde kurslar düzenledim. Biri yurtdışı olmak üzere 10 adet bilimsel kitapta bölüm yazarlığım ve çeviri editörlüğüm mevcuttur. 16 tanesi “A Sınıfı (SCI-E)” kapsamında olmak üzere, toplamda 35 Ulusal ve Uluslararası Dergide yayınlanmış bilimsel araştırma makalem yayınlanmıştır. 50’den fazla Ulusal ve Uluslararası kongreye konuşmacı ve kurs düzenleyicisi olarak katıldım. Halen 3 bilimsel dergide editörlük/danışmanlık yapmaktayım. Yayınlarımla ilgili ayrıntılı bilgiye diğer bölümlerden ulaşabilirsiniz.

B A Ğ I M L I L I K

BAĞIMLILIK

 

Uyuşturucu madde ya da ilaçlar uyarıcı ya da sakinleştirici etki yaratan, keyif veren, kullanıldığı sürece hep daha fazla miktara ihtiyaç duyulan maddelerdir. Genellikle en başta “nasılsa kendimi kontrol ederim”, “ben bağımlı olmam ki”, “bir kez denemekten zarar gelmez” düşünceleriyle tehlike göz ardı edilir. Oysa birçok maddenin bir kullanımı dahi çok risklidir. Bir süre sonra aynı miktarlar aynı etkiyi yaratmayacağı için kullanım sıklığı ve miktar giderek artar ve alarm çanları çalmaya başlar. Hızla fiziksel ve psikolojik yıkıma neden olurlar. Sosyal, iş ve akademik yaşantıyı engellemesi yanı sıra, aşırı alımlarında “zehirlenme” (toksikasyon), alınmadığı durumlarda da “yoksunluk” denilen hayati tehlike oluşturan tablolar oluştururlar. Çeşitli organlarda oluşan yıkıma bağlı fiziksel ve psikiyatrik ek hastalıklar ortaya çıkar.

 

 

İnanılanın aksine bu maddeler arasında doğal ya da kimyasal, güvenli ya da güvensiz diye bir ayırım yoktur. Alındıklarında farklı durumlar ortaya çıksa da temelde beyinde benzer mekanizma üzerinden etki gösterirler. Doğal ve zararsız olduğu düşünülenler dahi başka maddelerin alımını kolaylaştırdıklarından, temelde birbirlerinden farklı değildirler.

 

Madde kullanımının kendiliğinden bırakıldığı dönemler olabilir. İyi bir gelişme gibi görülen bu dönemler kişide ben isteyince bu maddeyi bırakabiliyorum gibi tehlikeli bir düşünce gelişmesine neden olursa, kişi bu kez daha korkusuz ve daha yoğun bir şekilde madde kullanmaya tekrar başlar. Bu nedenle madde almadığı dönemlerde tedavi ile desteklenmelidir. 

 

Nasıl anlaşılır?

Madde kullanımını özellikle de erken dönemlerde anlamak kolay değildir.

 

Kişinin üretkenliğinde (örneğin ders notlarında) belirgin bir düşüş, davranış ve kişilik değişiklikleri, uyum bozuklukları, yeni arkadaşlar ve duygusal dalgalanmalar ilk görülen değişikliklerdir.

 

İştahsızlık, aşırı ve hızlı zayıflama, uyku bozuklukları görülür.

 

Eski yaptığı aktivitelerden ve sosyal gruplardan uzaklaşmaya başlar. Okula ve işe devamsızlıklar artar.

 

Maddeye ulaşmak için daha fazla para harcama, ev eşyalarını değerli takıları satmaya kalkışma ya da hırsızlık en sık görülen ek sorunlardır.

 

Kullanılan maddenin türüne göre vücutta iğne izleri bulunabilir. Bunların görünmesine engel olacak kıyafetler tercih edilir ya da bu izleri kapatmak için dövmeler yaptırılabilir. 

 

Ev ya da işyeri gibi dar mekanlarda uzun süre geçiremezler. 3-5 saatte bir gözden kaybolmalar başlar.

 

Madde kullanımı engellendiğinde öfkeli ve taşkın davranışlarda bulunur.

 

Madde kullanımı sonrası uykulu hal ya da tersi alışılmamış hareketlilik, konuşma güçlüğü,  gözlerde kızarıklık, donuk bakışlar gibi anormal durumlar eşlik edebilir.

 

Odasında maddeyi vücuda almak için kullanılan yöntemlere göre hazırlanmış; enjektör, kesilmiş kâğıt parçaları, plastik şişelerden ve alüminyum folyolardan yapılmış değişik düzeneklere rastlanır. Duruma yabancı olan biri bunlara bir anlam veremeyebilir.

 

Aile yakınınız ya da bir arkadaşınızın madde bağımlısı olduğunu düşünüyorsanız?

 

Öncelikle bağımlılığın bir tedavisi olduğunu bilin. Tedavinin gecikmesi her gün daha fazla maddi ve manevi kayba neden olacaktır.

 

Madde bağımlısı olduğunu onunla tartışmayın. Öğüt verici ya da “Sen bağımlısın ondan bunları yapıyorsun!”  gibi etiketleyici konuşmalardan kaçının.

 

Bir doktora gitme konusunda ısrarcı olun. Ancak bu ısrarı sen madde bağımlısın gitmek zorundasın gibi değil de, yorgun görünüyorsun, dikkatin azaldı, bak sorunlar yaşıyorsun gibi karşılaştığı sosyal ve mesleki somut zorluklarla yüzleştirerek yapmaya çalışın.

 

Kendinizi onun yerine koyarak endişelerini anlamaya çalışın.

 

Madde etkisindeyken onunla hiçbir şey tartışmayın. Kendine zarar verici davranışlarına engel olmak için yanında kalın. Anormal bir durum gördüğünüzde bir hastane aciline götürün.

 

Tıbbi kayıtlara geçmesinden korkarak aşırı koruyucu davranışlarda bulunmayın. Aşırı koruyucu davranışlar sorunun büyüklüğü ile yüzleşmesine engel olur.

 

Diğer arkadaş ya da aile yakınlarını suçlayıcı tavırlar göstermeyin. Kişinin etrafındaki diğer kişilerden de yardım isteyin. 

 

Tedavi

Tedavide ilk basamak; maddeden arındırmayı sağlayan tedavidir. Bunun süresi kişinin durumuna göre 1-4 haftadır. Amaç maddenin alınmadığı akut dönemde oluşabilecek tıbbi durumlara engel olmak ve bu süreyi daha rahat geçirebilmesini sağlamaktır.

Asıl tedavi ise maddeyi tekrar almasına engel olmayı ve eski işlevselliğine geri dönmeyi amaçlayan ilaç ve psikososyal tedavilerin birlikte kullanıldığı dönemdir. Bu konuda bilgili ve tecrübeli bir ekiple çalışan Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezlerine (AMATEM) ya da bir psikiyatriste başvurmanız uygun olacaktır.

Powered by Bilgeweb